İsim | Kökeni | Anlamı |
---|---|---|
Adile | Arapça | (a:dile) |
Adilhan | Arapça | (a:dilhan) |
Adlan | Türkçe | “Adınla ün kazan, şöhret sahibi ol” anlamında bir ad. |
Adlı | Türkçe | Ünlü, tanınmış kişi. |
Adlığ | Türkçe | Ünlü, tanınmış kişi. |
Adli | Arapça | (adli:) |
Adnan | Arapça | Bir yere yerleşip ikamet eden, mukim. |
Adni | Arapça | (adni:) |
Adniye | Arapça | Cennete gitmeye hak kazanmış, cennetlik bayan. |
Adsız | Türkçe | Ünsüz, tanınmamış, adı duyulmamış kimse. |
Adsoy | Türkçe | Ad ve soy sözlerinden oluşmuş bir ad. |
Adviye | Ar | bk. Adeviye. - İyilikseverlik, yardımseverlik. |
Afacan | Türkçe | Zeki ve yaramaz çocuk. |
Afak | Arapça | (a:fa:k) (a:fa:k) |
Afer | Arapça | (a:fer) |
Afet | Arapça | (a:fet) |
Affan | Arapça | İradesiyle kötü şeylerden kaçınan kimse. |
Afi | Arapça | (a:fi:) |
Afif | Arapça | Namuslu, iffetli, temiz, dürüst. |
Afife | Arapça | (afi:fe) |
Afitap | Farsça, Arapça | a:fitap) |
Afiye | Arapça | bk. Afi. - (a:fi:) |
Afiyet | Arapça | (a:fiyet) |
Afra | Arapça | 1. Ayak değmemiş ak toprak. 2. Pembeye çalar beyazrenk. |
Afşar | Türkçe | 1. Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. 2. Çabuk iş gören, çevik, atılgan. 3. Uyumlu, yumuşak başlı. 4. Bir şeyin zıddı, aksi. |
Afşin | Türkçe | 1. Zırh 2. Silah. |
Agâh | Farsça, Arapça | (a:ga:h) |
Agil | Farsça, Arapça | (a:gil) |
Aguş | Farsça, Arapça | (a:gu:ş) |
Ağa | Türkçe | 1. Kırlık kesimde geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. 2. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen san. 3. Ağabey, büyük kardeş. 4. Yardım eden, cömert kimse. 5. Okuryazar olmayan yaşlıca kişilerin adlarıyla birlikte kullanılan san. 6. Osmanlı İmparatorluğu´nda bazı kuruluşları başında bulunanlara verilen resmî san. |
Ağabay | Türkçe | Zengin kimse. |
Ağacan | Türkçe, Farsça, Arapça | Yakın dost. |
Ağahan | Türkçe | Hükümdar gibi yüce olan kimse. |
Ağahanım | Türkçe | Zengin hanım, malı mülkü bol olan hanım. |
Ağahatun | Türkçe | Zengin hanım, varlıklı hanım. |
Ağakan | Türkçe | bk. Ağahan - Hükümdar gibi yüce olan kimse. |
Ağakatun | Türkçe | bk. Ağahatun. - Zengin hanım, varlıklı hanım. |
Ağan | Türkçe | 1. Yerin hava yuvarına girince, sürtünmeden dolayı akkor duruma gelen ve ardından bir ışık çizgisi bırakarak geçen gök cismi, akan yıldız, ağma. 2. Göğe doğru yükselen, yukarı çıkan. 3. Akan yıldız, kayan yıldız. |
Ağanbegim | Türkçe | bk. Ağanbegüm. - Göğe doğru yükselen, yüce hanımefendi. |
Ağanbegüm | Türkçe | Göğe doğru yükselen, yüce hanımefendi. |
Ağanbike | Türkçe | bk. Ağanbüke. - Göğe doğru yükselen hanım, göğe doğru yükselen güzel. |
Ağanbüke | Türkçe | Göğe doğru yükselen hanım, göğe doğru yükselen güzel. |
Ağaner | Türkçe | Göğe doğru yükselen, değerli erkek. |
Ağaoğlu | Türkçe | Ağanın oğlu. |
Ağar | Türkçe | 1. Ağır, yavaş. 2. Sadık, doğru sözlü. 3. Yükselir, yücelir. |
Ağarantan | Türkçe | Ağaran, ağarmaya başlayan tan vakti. |
Ağaverdi | Türkçe | Ağa verdi, ağa bağışladı" anlamında kullanılan bir ad. |
Ağbacı | Türkçe | Akça, pakça bacı. |
Ağbegim | Türkçe | bk. Ağbegüm. - Akça, pakça hanımefendi. |
Ağbegüm | Türkçe | Akça, pakça hanımefendi. |